Sayın okuyan, bloğa şöyle bir göz attım da şu; malum kanallarda yayınlanan, size yarım saatlik kısa filimler ile hayatın sırrını verdiğini düşünen, iyi yada kötü olmak üzere insanların keskin bir şekilde ikiye ayrıldığı, tek bir mesajı olan ve eğer bu mesajı almazsanız kırmızı ışıklı bir merdivenden çıkarak cehenneme gideceğiniz tehdidinde bulunan basit bir akıl verme çabasından ibaretmiş gibi bir görüntü oluştu.

Bu durumu fark eder etmez mide ekşimesi başladı ardından nefes alma güçlüğüyle birlikte soğuk bir terleme ve sonunda enseden başlayan ısının, kafamın tepesine ulaşmasıyla birlikte tam bir çöküntü hali.

Soru şu: Ne yazayım?

Şöyle bir şey de var tabi “bir şey yazmak zorunda değilsin” diye düşünmeniz gayet doğal. Mesele yazamamak yada yazacak bir şey bulamamak değil. Yazmaya başlıyorum. Bir süre sonra yazıyı blog ele geçiriyor ve bende yazıyı çöpe atmak zorunda kalıyorum.

Ne söyleyeceği önceden belli olan bir bloğu okumanın manasız olduğunu düşündüğüm için, sizden yardım istiyorum. İstediğim şey ‘gaz vermeniz’ değil. Kendi dünyanızdan bir pencere açmanız. Yazıların daha renkli olması için yardımınıza ihtiyacım var.

Bu “yazma” eylemi aslında benim için önemli bir “öğrenme” kaynağı. Birde hedeflediklerim arasında “değişim” var. Öğrendikçe değişmek,  değiştikçe öğrenmek insanın kendini eğitmesinde önemli bir yöntem bence.

Tüm bunlardan dolayı sizden beklediğim; Nasıl yazayım? Ne şekilde sunayım? Hangi konularla ilgileneyim? Hangi açıdan ele alayım? gibi bir yayını ilgilendiren her konuda fikrinizi beyan etmeniz. Bu soruları tek bir soruda toplayıp size yönelttim ve cevabınızı bekliyorum:


Ne yazayım?

Bloğa ne yazayım



Not: Yukarda ki yazı bir döneme yada bir konuya özel yazılmamıştır.

Blog yayında olduğu sürece bu yazıya gelen cevaplar değerlendirilecektir.