Sayın okuyan şimdi kafamı kurcalayan şeytanın fısıltılarını size aktarmak üzereyim ki tedbirinizi alın.
Arkadaşlar yukarıdaki bilgiler herhangi bir sıralamaya tabi değil. Hatta kesin bilgi bile olmayabilir. Dedim ya şeytanın fısıltıları bunlar. Peki şeytan ne demek istiyor.
Şeytan diyor ki: Hükümet haziran direnişinde kendi yandaşlarını yeterince sokaklara dökemedi. Eylül ayında ki direnişi kırmak için radikal İslamcı gurupları saflarına dahil etmek için Mısır’da gerçekleşen darbeyi kullanıyor.
Eğer hükümet radikal İslamcı guruplar ile göstericilere saldırırsa göstericilerin de karşılık vermesi beklenebilir çünkü göstericilere de radikal çevreler dahil olacaktır.
Haziran direnişinde dış güçler masalı anlatan hükümete pek itibar edilmedi ama eylül ayında ki direnişe, hükümetin düşmanlık ettiği ülkelerin istihbarat servisleri karışabilir. Zira Suriye ve Mısır da hükümet olayların bir tarafı gibi hareket etmektedir. Batı dünyasını İslamcı gurupları desteklemediği için suçlamaktadır. İsrail devletini o ülkelerde meydana gelen olayların gizli sorumlusu ilan etmektedir. Bütün bu ülkelerin eylül ayında boş duracağını beklemek aptallık olur.
Demokrasi talebi olan gençler radikal İslamcı guruplar tarafından infaz edilebilir. Hükümet bile bu gurupların önüne geçemeyebilir. Olaylar kontrolden çıkabilir çünkü: Erdoğan demokrasiyi sandıktan ibaret görmektedir. “Bana diktatör dediğiniz için sizi asmıyorsam diktatör değilim” diyecek bir açıdan bakıyor olaylara. Bu gençler eğitimli insanlar Erdoğan onları asmıyor diye "şükür" etmezler. Bu sürtüşme olayları artıracaktır.
Hükümetin sahalara getirdiği yasaklar ters tepecek stadlar direnişe dönüşecek hükümet daha da sertleşecektir. Hükümetin attığı her adım özgürlük karşıtı gibi algılanabilir.
Tüm bu karmaşa Batı da çok fazla ses getirecektir. Erdoğan’ın Mısır yüzünden azarladığı batılı aristokratlar Haziran direnişinden daha çok dikkat kesilecektir Eylül direnişine.
Bütün bu karmaşa ortamında haklı veya haksız ceza alan generaller boş durmayacaktır. Genarelleri destekleyen askeri çevreler olayı hükümete baskı yapmak için kullanabilir. Hükümet daha da radikalleşecektir. Buna karşı bu çevreler batıdan destek alıp darbe denemesi yapabilirler.
Buraya kadar anlattığım her şey berbat görünüyor ama şeytanın fısıltıları bunlar. Yukarıdaki komplo teorilerinin her biri bu ülkenin daha çok acı yaşamasına neden olur.
Peki engellenemez mi? İnanın bu acıları yaşamak için verilecek çabanın çok daha küçük bir kısmıyla her şeyin önüne geçilebilir. Erdoğan’ın eylülde gerçekleşecek ilk eylemde meydana gidip kardeşlik mesajı vermesi her şeyi bıçak gibi keser. Eylemler şehir meydanından, bir miting alanına taşınabilir ve festival havasında devam eder. Eylemcilerin demokratik taleplerinden yeni anayasada ilham alınabilir.
Artık hiçbir acı yaşayacak gücü kalmayan ülkemin, eylül direnişin de acı yaşamaması umuduyla.
Şeytanın fısıltılarını size doğru bağırıyorum ki tedbir alın.
Şeytana da fısıltılara da fırsat vermeme zamanıdır.
- Gezi eylemleri başladığı zaman başbakan çok gerildi.
- Hatta hükümet çevreleri hiç korkmadığı kadar korktu.
- Korkulan şey bir darbe girişimine dönüşmesiydi.
- Gezi direnişinde palalı, sopalı saldırganlar göstericilere saldırdı.
- Hükümet en yakın partneri cemaate bile şüphe ile bakıp oy oranlarını araştırdı.
- Hükümetin görevlendirdiği generaller terör suçu ile ceza aldı.
- Cemaat hükümet çevrelerinin baskılarına isyan etti(Suçlamalara cevaben açıklama yaptı).
- Gezi direnişinin adını ağzına alan 80 civarı gazeteci basından el çektirildi.
- Hükümet “tencere çalan komşunuzu şikayet edin” dedi.
- Erdoğan Fas’tan dönüşünde “Mücahit Erdoğan” sloganıyla karşılandı.
- Cemaat içinden hükümetin radikal islami gurupların etkisinde olduğuna yönelik sesler çıkmaya başladı.
- Türkiye Suriye de El-Kaide gibi örgütleri desteklemekle suçlandı.
- Mısır da gerçekleşen darbeyi Türk hükümeti kendisine yapılmış gibi karşıladı.
- Mısırda gerçekleşen darbe ve peşi sıra Mısır darbe yönetiminin yaptığı katliamlar Türkiye de protesto edildi.
- Erdoğan milli görüş gömleğini değiştirdikten sonra ilk defa el işareti kullandı (dört parmağını havaya kaldırdı).
- Darbe yönetimini Türkiye de protesto edenler ağırlıklı olarak şeriatçı (vakıflar, dernekler, tarikatlar, cemaatler) di.
- Eylül de Türkiye de Gezi direnişi olacağına yönelik hükümet kanadında bir korku oluşmaması gerektiğini cumhurbaşkanı ifade etti.
- Türkiye deki radikal islamcı guruplar sembolik olarak dört parmaklarını gösteriyorlardı.
Arkadaşlar yukarıdaki bilgiler herhangi bir sıralamaya tabi değil. Hatta kesin bilgi bile olmayabilir. Dedim ya şeytanın fısıltıları bunlar. Peki şeytan ne demek istiyor.
Şeytan diyor ki: Hükümet haziran direnişinde kendi yandaşlarını yeterince sokaklara dökemedi. Eylül ayında ki direnişi kırmak için radikal İslamcı gurupları saflarına dahil etmek için Mısır’da gerçekleşen darbeyi kullanıyor.
Eğer hükümet radikal İslamcı guruplar ile göstericilere saldırırsa göstericilerin de karşılık vermesi beklenebilir çünkü göstericilere de radikal çevreler dahil olacaktır.
Haziran direnişinde dış güçler masalı anlatan hükümete pek itibar edilmedi ama eylül ayında ki direnişe, hükümetin düşmanlık ettiği ülkelerin istihbarat servisleri karışabilir. Zira Suriye ve Mısır da hükümet olayların bir tarafı gibi hareket etmektedir. Batı dünyasını İslamcı gurupları desteklemediği için suçlamaktadır. İsrail devletini o ülkelerde meydana gelen olayların gizli sorumlusu ilan etmektedir. Bütün bu ülkelerin eylül ayında boş duracağını beklemek aptallık olur.
Demokrasi talebi olan gençler radikal İslamcı guruplar tarafından infaz edilebilir. Hükümet bile bu gurupların önüne geçemeyebilir. Olaylar kontrolden çıkabilir çünkü: Erdoğan demokrasiyi sandıktan ibaret görmektedir. “Bana diktatör dediğiniz için sizi asmıyorsam diktatör değilim” diyecek bir açıdan bakıyor olaylara. Bu gençler eğitimli insanlar Erdoğan onları asmıyor diye "şükür" etmezler. Bu sürtüşme olayları artıracaktır.
Hükümetin sahalara getirdiği yasaklar ters tepecek stadlar direnişe dönüşecek hükümet daha da sertleşecektir. Hükümetin attığı her adım özgürlük karşıtı gibi algılanabilir.
Tüm bu karmaşa Batı da çok fazla ses getirecektir. Erdoğan’ın Mısır yüzünden azarladığı batılı aristokratlar Haziran direnişinden daha çok dikkat kesilecektir Eylül direnişine.
Bütün bu karmaşa ortamında haklı veya haksız ceza alan generaller boş durmayacaktır. Genarelleri destekleyen askeri çevreler olayı hükümete baskı yapmak için kullanabilir. Hükümet daha da radikalleşecektir. Buna karşı bu çevreler batıdan destek alıp darbe denemesi yapabilirler.
Buraya kadar anlattığım her şey berbat görünüyor ama şeytanın fısıltıları bunlar. Yukarıdaki komplo teorilerinin her biri bu ülkenin daha çok acı yaşamasına neden olur.
Peki engellenemez mi? İnanın bu acıları yaşamak için verilecek çabanın çok daha küçük bir kısmıyla her şeyin önüne geçilebilir. Erdoğan’ın eylülde gerçekleşecek ilk eylemde meydana gidip kardeşlik mesajı vermesi her şeyi bıçak gibi keser. Eylemler şehir meydanından, bir miting alanına taşınabilir ve festival havasında devam eder. Eylemcilerin demokratik taleplerinden yeni anayasada ilham alınabilir.
Artık hiçbir acı yaşayacak gücü kalmayan ülkemin, eylül direnişin de acı yaşamaması umuduyla.
Şeytanın fısıltılarını size doğru bağırıyorum ki tedbir alın.
Şeytana da fısıltılara da fırsat vermeme zamanıdır.
ETİKETLER :
%50 |
akp'de değişim |
direngezi |
eylül direnişi |
eylül direnişi kanlı |
eylülde gezi eylemi senaryosu |
eylülde gezi eylemleri |
gezi eylül |
gezi parkı |
p |
sonbaharda gezi eylemleri |
YORUMLAR